BUYURUN CENAZE NAMAZINA
“Buyurun cenaze namazına” deyimi, günlük hayatımızda; ‘ben bir yanlış iş yaptım, suç işledim, yakalandım, cezasına da sonuçlarına da razıyım’ anlamında çok kullanılır. Bu ‘özlü söz’ün edebiyatımıza kazandırılmasının hikayesi şöyledir:
Osmanlıda Sultan 4. Murat dönemi (1653-1640) yaşanmaktadır. 4. Murat 1. Ahmet’in oğlu, zulmen katledilen 2. (Genç) Osman’ın kardeşidir Annesi ise, ismi geçtiğinde hep ‘entrika’ çağrıştıran (Mahpeyker Hatun) Kösem Sultan’dır.
‘Genç’ 2. Osman’ın katlinden sonra, tahta amcaları 1. Mustafa oturtuldu ise de akli dengesinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, saray erkanının kararı ile görevden azledilerek yerine 11 yaşındaki 4. Murat getirilmiştir. Bu ‘Çocuk Padişah’ın naibi (vekili, işlerini çekip çevireni) ise annesi Kösem Sultan olmuştur.
Devletteki kargaşa Sultan Murat’ın 19 yaşına gelmesine kadar artarak devam etmiştir; Yeniçeri ve Kapıkulu askerleri, asıl işleri asayişi teminken tam tersine asayişsizlikte başı çeker duruma gelmişlerdi. Gayr-i ahlaki işler artmış, içki ve tütün (sigara) kullanımı çoğalmış, ‘kahvehane’ görünümü altında, çoğunu askerlerin işlettiği, içki de içirilen işret yerleri yaygınlaşmıştı. Bu kahvehaneler aynı zamanda, idare aleyhine kulis yerleri gibi kullanılır olmuştu.
19 yaşına geldiğinde, ‘idareye el koyan’ 4. Murat, devleti içine düşürülen karmaşalardan kurtarmak üzere, yanına Sadrazam olarak Kemankeş Ali Paşa’yı alır. Annesi Kösem Sultan’ı pasifize eder, dürüst ve güvenilir ulema ve ümera ile istişarelerde bulunur, Koçi Bey isimli bir entelektüele; ‘Devletin düşürüldüğü durum, bu durumun sebepleri, düzelmenin çareleri...’ konusunu araştırıp raporlaştırılması gibi- tarihimizde ilk defa görülen- bir görev verir. Günümüze bile ışık tutan bu rapordaki tavsiyeleri bizzat uygulamaya koyar.
- Murat, 17 senelik padişahlıktan sonra 28 yaşında nikris hastalığından vefat etmiştir. İdareye hakim olduğu son 9 yılında birçok önemli işi başarmıştır; 1. İran seferinde Revan’ı fathetmiş, arkasından Bağdat’ı almış ve ‘Bağdat Fatihi’ olarak anılmış, İran ile, günümüze kadar fiilen yürürlükte kalabilen gerçekçi Kasr-ı Şirin Antlaşması’nı (1639) yapmış, isyan eden ve Sivas Kayseri taraflarına kadar hakim olan Erzurum Valisi Abaza Mehmet Paşa’nın isyanını bastırmış, en önemlisi de devlette yeniden asayişi tesis etmiştir.
- Murat birçok büyük başarısına rağmen daha çok içki ve sigarayla yaptığı popüler mücadele ile anılır. Asayişi temin adına yürürlüğe koyduğu; içki sigara yasağı ve bunların icra yeri olarak işletilen kahvehanelerin kapatılmasını bizzat takip etmiştir. Zaman zaman tebdil-i kıyafet (kıyafet değiştirerek) yanına da celladını alıp olarak kontrollere çıktığı oluyormuş. Yasağa uymayanların cezası anında infaz ediliyormuş.
Bir gün teftiş maksadıyla Üsküdar taraflarına gidiyor. ‘Miskinler Tekkesi’ civarında önden masum bir kahvehane görünüşlü yere giriyor, gizli bir kapıdan arkadaki -içki içirilen-bir yere geçiriliyor. Kahveci gelenleri “buyur” ettikten sonra;
“-Baba erenler, ne içersiniz?” diyor.
“-Kahve.”
“-Baba, canınız tütün falan çeker mi?”
“-Hayır.” Bu cevaplar, kahveciyi şüphelendirip telaşlandırır. ‘İçki sigara içmeyen adamların burada ne işi olabilir ki’ diye düşünür. Ortalıktaki, “padişahın tebdil-i kıyafet dolaştığı...” söylentileri de aklına gelir. Yaptığı tedbirsizliğe hayıflanırken kahveleri de aceleyle hazırlayıp getirir. Ve müşterilerin yanında edeplice dikilip;
“-Baba erenler, ism-i alinizi sorabilir miyim?”
“-Murat.” Kahveciyi ter basar;
“-Başında ‘Sultan’ da var mı?”
“-Evet, var.” Kahvecide bet beniz atar, dizinde derman kalmaz ve;
“-Buyurun cenaze namazına!” diyerek yere yığılır.
Sultan 4. Murat onun bu haline çok güler; “-Seni bu seferlik affettim.” Diyerek oradan ayrılır.
Hasan KUTLUTAŞ