LOKMAN ‘HEKİM’ VE OĞLU
Lokman veya (Lokman Hekim) ile ilgili en doğru ve özet bilgiyi aşağıdaki T. Diyanet Vakfı’nın, Kur’an-ı Kerim Ve Türkçe Meali’ndeki Lokman Suresi’nin 12. Ayeti’nin açıklamasında görüyoruz.
Burada açıklandığı üzere Lokman için; “kesinlikle peygamberdir” de diyemiyoruz, “kesinlikle peygamber değildir” de. Ancak ihtilafsız olarak kabul gören bir bir yargı vardır ki o da; “Lokman’ın ‘hikmet’ (doğru ve faydalı bilgi) sahibi bir kişi ve aynı zamanda hekimlik yapan, Allah’ın (cc) izniyle hastalara şifa dağıtan, tebabet alanının ‘pir’i olduğu hususudur. Nitekim Kur’an’da adı geçen ve oğluna –dolayısıyla bizlere- iman, ahlak ve görgü konulu, hikmet dolu nasihatler yapan Lokman ile ‘Lokman Hekim’ aynı kişidir. (Lokman Hekim Hazretleri'nin kabri, Mersin ilimizin Tarsus ilçesindedir. Bak: Baştaki resim.)
Lokman’ın hekimliği Kur’an’da vurgulanmaz, ancak Hadis-i Şerflerde [ Bir örnek: İmâm Mâlik anlatıyor: “Bana ulaştığına göre, Lokmân Hekîm’e: «–Sende gördüğümüz bu (meziyetin mâhiyeti) nedir?» diye sormuşlardı. (Bununla onun –hekimlik ve hikmet- fazîletlerini kastetmişlerdi.) Şu cevâbı verdi: «−Doğru sözlülük, emâneti yerine getirmek, beni ilgilendirmeyen şeyi terk etmek ve ahde vefâ göstermek.»” (Muvattâ, 17)] ve yaşadığı devirden sonraki bütün muteber kitaplarda bu yönüne değinilir. Bu kaynaklardan hekimliğin atası olarak da tanıtılmış, onun bütün bitkilerin özünü bildiği söylenmiş ve kendisinden dertlere şifa olacak reçeteler ve formüller nakledilmiştir. Bu reçete ve formülleri ihtiva eden kitaplar 17. yüzyılın başından itibaren Latince ve batı dillerine de çevrilmiştir. İsmi günümüzde üniversitelere, hastanelere, polikliniklere, eczanelere, baharatçılara, aktarlara… verilmekte olan Lokman Hekim’in o kaynaklarda geçen bir tavsiyesi şöyledir:
[ Hem hastalıkların hem de gönüllerin hekimi olan Lokman Hakîm Hazretleri’ne bir gün sormuşlar:
“–Efendim, hastalarımıza neler yedirelim? Ne tavsiye buyurursunuz?” Lokman Hakîm şu güzel ve özlü cevabı vermiş: “–Hastalarınıza acı söz yedirmeyin de, ondan başka ne yedirirseniz zararı olmaz inşâallah…” ]
Kur’an’dakilerin ve tebabetin dışında çeşitli kaynaklarda geçen ve Lokman Hekim’e atfedilen birçok hikmetli özlü sözler vardır. (Ayrı bir yazıda sunulacaktır.)
Son aylarda internet ortamında paylaşılan –bana da birkaç kanaldan ulaşan- ve “”Lokman Hekim oğluna dedi ki:” diye başlayan üç maddelik bir nasihat var.Bu nasihatler Kur’an’da olmadığı gibi Hadislerde ve ilgili başka kaynaklarda da yok. Aslında ‘düşündürücü ve onaylanabilecek’ nitelikte de olsa bu sözlerin kaynağı bence; Kur’an’daki, Lokman’ın oğluna olan nasihatleri ve orada geçen üslup örnek alınarak bir metin uydurulmuş. Zaten dikkatle okuyanlar bu metnin ayet veya hadis olmadığını hemen fark edebilirler.
Ben şahsen; gerçekten yaşamış bir şahsiyete, hele Kur’an’da ismi geçen kutlu bir kişiye atfedilerek -düşündürücü, onaylanabilir mahiyette de olsa- böylesine bir söz demeti uydurulmasını hoş karşılamadım. (Bu sözle ilgili sahih bir kaynağın olduğunu bilen varsa lütfen paylaşsın, ben de okurlarıma aktarayım.) Bu nasihatler hiç isim zikredilmeden; “Bir zaman bir baba oğluna şöyle nasihat etmiş: …” denilerek takdim edilseydi daha takdire şayan olurdu.
Bir anekdot (hikayecik) niteliğinde olan ve internette dolaşan hayal ürünü bu üç nasihat ile Kur’an ayetlerinde geçen gerçek nasihatleri aşağıda bilgi ve istifadenize sunuyorum. ***
İNTERNET ORTAMINDAKİ YAZI:
Lokman Hekim, oğluna dedi ki:
Oğlum, hayatında üç şeyden taviz verme;
1- En iyi yemeği yemekten,
2- En konforlu yatakta uyumaktan,
3- En lüks evde oturmaktan…
Oğlu, “Babacığım, biz fakiriz, peki ben bunu nasıl gerçekleştireceğim?” deyince, Lokman Hekim şöyle cevapladı:
– Sadece acıktığında yemek yersen, en iyi yemeği yemiş olursun,
– Çok çalışıp yorgun bir vaziyette uyursan, en konforlu yatakta yatmış olursun,
– İnsanlara iyi muamele yaparsan, onların kalbinde yer edersin, böylece en lüks evde oturmuş olursun. . ***
KUR’AN-I KERİM, LOKMAN SURESİ, 12.-19. AYETLER:
﴾12﴿ Andolsun biz Lokman'a: Allah'a şükret! diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, her türlü övgüye lâyıktır.
(Soyu hakkındaki rivayetler, Lokman’ın, Eyüp Peygamber ile akraba olduğu yönündedir. İslâm âlimlerinin ekseriyeti, onun peygamber değil, hikmet sahibi bir zat olduğu kanaatindedirler. «Hikmet»in bir anlamı da nazarî ilimleri elde ettikten sonra kazanılan ruhî olgunluk, söz ve davranışlarda isabet melekesidir. Zemahşerî’nin Keşşâf isimli tefsir kitabında, onun hikmetlerinden bir örnek olmak üzere şu olay nakledilmektedir: Bir gün Davud Peygamber, Lokman’dan, bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça et getirmesini istemiş; Lokman da, ona kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirmiş. Birkaç gün geçince Davud aleyhisselâm, bu defa hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini istemiş; o, yine dilini ve yüreğini getirmiş. Hz. Davud’un, sebebini sorması üzerine Lokman şöyle demiş: «Bu ikisi iyi olursa, bunlardan daha iyisi; kötü olursa, yine bunlardan daha kötüsü olmaz.» )
﴾13﴿ Hani Lokmân oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.”
﴾14﴿ İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.”
﴾15﴿ “Eğer, hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için seninle uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size yapmakta olduğunuz şeyleri haber vereceğim.”
﴾16﴿ (Lokmân öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.”
﴾17﴿ “Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.”
﴾18﴿ “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.”
﴾19﴿ “Yürüyüşünde tabii ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini herhalde eşeklerin sesidir!”
(NOT: Ayet leri Türkçe mealleri, parantez içi açıklamalar dahil, T. Diyanet Vakfı Yayınları’ndan; Kur’an-ı Kerim Ve Türkçe Açıklamalı Meali’nden alınmıştır.)
DERLEYEN: Hasan KUTLUTAŞ