YOĞURTÇU
Osmanlı’da havanın aşırı soğuk olduğu bir günde, ‘ermiş’ bir zat dışarıyı seyrediyormuş.
Yoğurtçunun sesini duyup, hanımına; “-Kap getir yoğurt alayım” der. Hanım;
“-Yoğurt var. İhtiyacımız yok” deyince, mübarek de;
“-Bizim ihtiyacımız yok ama yoğurtçunun ihtiyacı var ki, bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi…” der…
***
EDİTÖR ;
Osmanlı’da havalar soğuk olur da, günümüzde olmaz mı… olur. Onu geçelim, iyilikleri niye hep ‘erenlere’ mal ediyoruz! Mesela buradakine benzer veya daha fazla iyilik yapanları, yakın çevremizde ya görmüşüzdür ya duymuşuzdur ya da var olabileceklerini tahmin edebiliriz. Nice Allah’ı seven, Allah’ın sevdiği… insanlara iyilik yapmak için fırsat kollayan ve yapan… ‘normal’ insanlar vardır.
Veya şöyle mi desek; “Kötüler de var iyiler de çok… Ama kötüler dikkat çekiyor, yaptıkları tahribat ses getiriyor, haber oluyor…” İyilikler ise mahrem ve olağan yaşantı içinde pek duyulmuyor. İyilerin maksadı da zaten ‘insanlardan alkış almak…‘ değil.
“Şu hayırseverliği de, iyiliği de, dindarlığı da… hep mazide hep uzaklarda arama alışkanlığımızdan artık vazgeçsek, güzel şeyler bize de yakışır, bize de yakın olabilir…”diyecektim ki, çağrışım oldu, konu sevip saydığımız, takdirle baş tacı ettiğimiz, M. Akif‘imizin bir dörtlüğünü de kapsamına aldı;
Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile…
Adam aldatmaksa maksat, aldanan yok nafile!
Kaç hakiki müslüman gördümse, hep makberdedir,
Müslümanlık bilmem amma, galiba göklerdedir…
İlk önce, “yoksa M. Akif de mi insanlardan ümidini kesmiş ve, iyileri makbere, Müslümanlığı göklere göndermiş…”diye düşünecektim, ki bilakis, tamamen demeye çalıştığımı, büyük bir ustalıkla ifade ettiğini fark ettim; “Müslümanlık da, insanlık da, iyilik de… bizim için gönderilmiş, kapasite ve yeteneklerimize de uygun. Ama -içinde bulunulan devir itibariyle- kıymetinin bilinmediğinden, muhtaçlara karşı duyarlı davranılmadığından…” yakınıyor.
“Yoğurtçu” olayı da o özlemin ifadesi; “Her devirde, herkesçe yapılabilecek iyilikleri o kadar ihmal etmişiz ki, onları hep mazide, hep uzaklarda arar olmuşuz…” M. Akif’in de, ‘Yoğurtçu’ olayını nakledenin de ruhları müsterih olsun, -Allah (cc) yine lütfunu esirgemedi-, zamanımızda da, çevremizde de, iyiler çoğalırken iyilikler de yaşanır oldu…
***
YOĞURTÇU olayını okurken, aklıma -söyleyenini hatırlayamayacağım- iki hoş söz geldi;
“Hayırda israf yoktur, israfta hayır yoktur.” Yoğurtçu olayında iyilik yapmak isteyen kişi ‘hayırda israf olmaz’, eşi de ‘israfta hayır olmaz’ demek istiyorlar. “ikisi de haklı” diyebilir misiniz ?.. Amma, “adam haklılıkta bir adım önde…” derseniz, itirazım yok. Bir de; insan olmak başkadıri insanlara iyiliği dokunan insan olmak başkadır.
Hasan KUTLUTAŞ