CUMHURİYET DÖNEMİNDE KUTLADIĞIMIZ MİLLİ BAYRAMLAR 21.12.2019 14:28:48

Anasayfa/ Makaleler

CUMHURİYET DÖNEMİNDE KUTLADIĞIMIZ MİLLİ BAYRAMLAR

   I-RESMİ TATİLİ OLAN BAYRAMLAR

       A)Resmi Milli Bayramlar/ Kutlamalar

              1- 1 Ocak, Yılbaşı Tatili

              2- 23 Nisan, Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı

              3- 1 Mayıs, Emek Ve Dayanışma Günü

              4- 19 Mayıs, Atatürk’ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramı

              5- 15 Temmuz, Demokrasi Ve Milli Birlik Günü

              6- 30 Ağustos, Zafer Bayramı

              7- 29 Ekim, Cumhuriyet Bayramı.

   II-KUTLAMADAN KALDIRILAN BAYRAMLAR

              1-27 Mayıs, Hürriyet ve Anayasa Bayramı

              2-23 Temmuz, Hürriyet Bayramı

              3-1 Kasım, Hakimiyet-i Milliye Bayramı

 

NOT: İsimleri değişikliğe uğrayan; 23 Nisan, 1 Mayıs, 19 Mayıs bayramları “Kaldırılan Bayramlar” olarak değerlendirilmemiştir.

CUMHURİYET DÖNEMİNDEKİ  BAYRAMLARIMIZ VE TARİHÇELERİ

         A)Resmi Milli Bayramlar / Kutlamalar;                                                                                               

1- 1 Ocak, ‘Yılbaşı Tatili’ Ve Tarihçesi: Günümüzde yıllık takvim kullanma alışkanlık ve bilincine sahip ülkelerde genellikle yeni yılın başlangıcı resmi veya kültürel olarak kutlanmaktadır.

         Osmanlı İmparatorluğu’nda, gökteki ayın hareketlerine göre (kameri) düzenlenmiş, Hz. Muhammed’in M. 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicretini başlangıç kabul eden, ayların 29-30, yılın 354 gün sürdüğü “Hicri Takvim” kullanılıyorken, devlette; maliye, nüfus kaydı, mahkemeler ve diğer işlerde kullanılmak üzere “Rumi Mali Takvim” adıyla 1840 yılından itibaren, güneş yılını esas alan Gregoryen (Miladi) Takvimi esaslarına geçilmiştir. Kısaca “Rumi Takvim” dediğimiz bu takvimde yılbaşı 1 Mart’tan başlatılmış ve ay isimleri de farklı tutulmuştu.(1) Bu takvim, 1 Ocak 1818’den geçerli olmak üzere, 1 Ocak gününü “yılbaşı” kabul eden duruma dönüştürülmüştür. Resmi işlerde Rumi Takvim kullanılıyorken, dini ve sosyal hayatın takibinde ise Hicri Takvim kullanılmasına devam edilmiştir.

       Cumhuriyet Devri’nde, 26 Aralık1925’de kabul edilen; “Takvimde Tarih Mebdeinin (başlangıcının) Değiştirilmesi Hakkında Kanun” ile; 1 Ocak 1926 tarihinden geçerli olmak üzere, daha çok Batı Hristiyan ülkelerinde 1582 yılından itibaren kullanılmakta olan ve Hz. İsa’nın doğum tarihini başlangıç (milat) kabul eden 1 Ocak tarihinin (2) “yılbaşı” olarak kutlandığı, ayların 28/29,30 ve 31 gün, yılın da 365 gün 6 saat (dünyanın güneş etrafındaki dönüş süresi) olarak belirlendiği Miladi Takvim bütünüyle kullanılmaya başlanmış, Hicri ve Rumi takvim kaldırılmıştır. Şu kadar ki; dini bayramların resmi tatil günleri Hicri takvime riayet edilerek belirlenmeye devam edilmiştir.(3)

      Yılbaşının resmi tatil (1,5 gün) olarak ilk defa kabulü “Milli Bayramlar Ve Genel Tatiller Kanunu” ile 1935 yılında olmuş, kutlamalara da o tarihten sonra başlanmıştır. (17.03.1981-2429 S.K. ile kaldırılan tatil, 20.04.1983’de yeniden uygulamaya koyulmuştur.)

      NOT: (1) ‘Rumi Mali Takvim’in kabulüyle 1840’ta başlatılan  uygulamanın bir devamı olarak, Cumhuriyet devrinde 1983 yılına kadar “Mali Yılbaşı” 1 Mart olarak devam ettirilmiş, bu tarihten itibaren mali yılbaşı da 1 Ocak olmuştur.

         (2)Miladi takvimi kullanan Hristiyan batı ülkelerinin tamamında 1 Ocak yılbaşı olarak kabul görürken, bazı mezhep ve ülkeler bu tarihi aynı zamanda Hz.İsa’nın doğum günü olarak benimserlerken, diğer bazı mezhep ve ülkeler de 25 Aralık tarihine inanıp ‘İsa A.S.’ın doğum (Noel) kutlamalarını’ o günden başlatırlar. Bazen gündeme gelen; “yılbaşı başka, Noel başka” ihtilafı ayrıntıdan kaynaklanır.

        (3)Takvimde 1926’dan itibaren Miladi’ye geçilmiş ancak hafta tatilinin Cuma günü olması uygulaması 1935 yılındaki bir kanunla Pazar gününe alınmasına kadar devam ettirilmiştir. 1974 yılında ise, Cumartesi günü de resmi tatil olmuştur. 1945 yılında da ay isimleri değiştirilmiştir. Takvimde ‘Miladi’ye geçilmesi, bilhassa Hristiyanların kilise/ibadet günü olan Pazar’ın, ardından Yahudiler’in Havra/ibadet günü olan Cumartesi’nin resmi tatil günü yapılıp da, Müslümanlar’ın cami/ibadet gününün gözardı edilmesi, hatta bazı dönemlerde ‘cumaya gidilmesine zorluklar çıkartılması’ ülkemizde hep bir polemik konusu olmuştur.

 

         2-23 Nisan, ‘Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı’ Ve Tarihçesi: Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Büyük Millet Meclisi (TBMM) , 23 Nisan 1920 Cuma günü Ankara’da açılmıştır. Kurtuluş ve kuruluş mücadelesinin Başkomutan’ı Mustafa Kemal Paşa, 19 Mart 1920’de illere ve Kolordu Komutanlıkları’na gönderdiği bir talimatla, her ilde milleti temsilen 5 kişinin seçilmesini, ‘Anadolu Ve Rumali Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ adına istemiştir. 437 vekil seçilir, seçilenler 21 Nisan 1920’de Ankara’ya çağırılır. Açılış, yetişebilen 115 kişi ile yapılır.

        23 Nisan 1921’de, TBMM.’nin açılış yıldönümü “Milli Bayram” ilan edildi. Bu yeni kurulmakta olan devletin ilk resmi bayramıydı. Bayramın ismi; 1923’ten itibaren gayri resmi olarak “Milli Hakimiyet Bayramı”,  1929’dan itibaren, yine gayri resmi “Milli Hakimiyet ve Çocuk Bayramı” olarak anıldı. 1935 yılındaki bir kanunla resmi adı “Milli Hakimiyet Bayramı” olarak tescillendi, 1981 yılında ise; “Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı” haline geldi.

       23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve çocuk Bayramı’nın resmi tatil (1,5 gün) olarak ilk kabulü 1935 yılında olmuştur. (17.03.1981-2429 S.K. ile kaldırılan tatil, 20.04.1983’de yeniden uygulamaya koyulmuştur.)

         ‘Çocuk Bayramı’ fikrinin gelişmesi; 1921 yılında kurulan ‘Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurum(17.03.1981-2429 S.K. ile kaldırılan tatil, 20.04.1983’de yeniden uygulamaya koyulmuştur.)(17.03.1981-2429 S.K. ile kaldırılan tatil, 20.04.1983’de yeniden uygulamaya koyulmuştur.)u) 1923’ten itibaren, yetim çocuklara yapılacak yardım kampanyalarına hız verdi. 1926’dan itibaren de 23 Nisanı “Çocuk Günü” ilan etti, 1927’de ise “23 Nisan Çocuk Bayramı” olarak değiştirdi. Bu ‘Çocuk Bayramı’, ’Milli Hakimiyet Bayramı’ndan bağımsız olarak, aynı 1927’den itibaren Mustafa Kemal’in himayesinde çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başlandı; Cumhurbaşkanlığı makam arabalarından birisi  o gün çocuklara tahsis edildi, Cumhurbaşkanlığı Bandosu çocuklara konser verdi. 1929’da 23-30 Nisan arası, Cemiyetçe “Çocuk Haftası” olarak ilan edildi. Himate-i Etfal Cemiyeti’nin Çocuk Bayramı 1933’den itibaren resmi devlet törenleriyle kutlanmaya başlandı; Atatürk, daha sonra da diğer devlet büyükleri koltuklarını 23 Nisan günü çocuklara devretmeye başladılar. 1970’den itibaren TBMM.’ndeki törenlere çocuklar da davet edilmeye başlandı, 1980 yılında ise,bütün vilayetlerden gelen çocuklarla ‘Çocuk Parlamentosu’ oluşturuldu, aynı yıl TRT’nin öncülüğünde komşu ülke çocukları davet edilerek, Çocuk Bayramı’na uluslararası boyut kazandırıldı. Arkasından da, 1981’de fiili durum ve iki başlılık önlenerek, 23 Nisan günü, çıkartılan kanunla resmen; “Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı” oldu. Böylece, Türkiye cumhuriyeti, çocuklarına bayram tahsis eden dünyadaki ilk ve tek devlet olma vasıf ve şerefini kazandı.

         3-1 Mayıs, ‘Emek Ve Dayanışma Günü’ ve Tarihçesi: Sanayinin hızla geliştiği, şirketlerin büyüdüğü, daha çok beden gücüne dayanan işçiliğin istismar edildiği Avrupa’da 1856 yılında ilk defa Avusturya’da işçi protestoları başlamıştır. Problemin artarak devamı karşısında 1889’da İşçiler için; ‘Milletlerarası İşçi Koordinatörlüğü Teşkilatı’ Paris’te 1 Mayıs tarihini dünya işçileri için; “Uluslararası Birlik, Mücadele Ve Dayanışma Günü” ilan etti.

         Osmanlı İmparatorluğu’nda, değirmenler hariç 5 kişiden fazla işçi çalıştıran işletmeler olmamasına rağmen –bir özenti niteliğinde- ilk defa 1910’da İzmir’de 1 Mayıs kutlamaları yapıldı. Büyük tepkiler aldı. 1912 ve 1921 yıllarında gösteriler tekrarlandı. Gayri resmi “İşçi Bayramı” olarak yapılan kutlamalar hemen her seferinde cezai takibata uğradı. Ancak 1935’de çıkartılan; ‘Ulusal Bayram Ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’da “Bahar ve Çiçek Bayramı” adıyla 1 Mayıs, bir günlük tatil beraberinde genel tatil günlerine eklendi.(17.03.1981-2429 S.K. ile kaldırılan tatil, 20.04.1983’de yeniden uygulamaya koyulmuştur.)

          27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra bu bayram kaldırılarak 1 Mayıs gösterileri yine yasaklandı, onun yerine 24 Temmuz Grev Ve Lokavt Kanunu’nun çıkış tarihinin kutlanması istendi. Ancak organizatörler, illegal olarak 1 Mayıs kutlama teşebbüslerine devam ettiler. DİSK isimli sendika 1977’de İstanbul Taksim Meydanı’nda, izin verilmemesine rağmen 500 bin kişiyle miting yapmaya geldiğinde, çıkan olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti. (17.03.1981-2429 S.K. ile kaldırılan tatil, 20.04.1983’de yeniden uygulamaya koyulmuştur.)

         1 Mayıs Avrupa’da, işverenlere karşı işçilerin sa(17.03.1981-2429 S.K. ile kaldırılan tatil, 20.04.1983’de yeniden uygulamaya koyulmuştur.)vunuculuğu iddiası hep sosyalist ve komünist unsurlarca ve onların üslubunca gündemde tutulmuştur. Ülkemizdeki kutlamalarda da –işçi problemlerinden ziyade-  pankart, slogan ve demeçlerde bu negatif algıyı destekleyecek devrimci bir üslup benimsendiğinden; liberal çevrelerce –daha ziyade- mal endişesinden, muhafazakarlarca, ‘mülkiyete saygı’ inançları gereği 1 Mayıs’a sıcak bakılmamıştır.

         1 Mayıs kutlamaları, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde tekrar yasaklar kapsamına alınmış ve cezai işlemler uygulamıştır. 1987’den itibaren Taksim Meydanı’na çelenk bırakmayla tekrar başlayan hareketlilik; hangi meydanda, kaç kişiyle, nasıl kutlanabileceğine… dair her yıl değişik şekillerde gündem olurken, 2009 yılında çıkartılan kanunla 1 Mayıs; “Emek Ve Dayanışma  Günü” adıyla ve bir günlük tatille, resmen kabul edildi. Bu tarihten itibaren, mülki amirlerin tahsis ettiği meydanlarda olaysız şekilde kutlanır oldu.

        4-19 Mayıs, ‘Atatürk’ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramı’ Ve Tarihçesi: Her yönüyle direnme gücünü kaybeden Osmanlı İmparatotorluğu’nun başkenti İstanbul 13 Kasım 1918 tarihinde İngilizler’ce işgal edilmiş, Padişah ve yönetimdekilere, millet devlet yararına icraat yapacak bir ortam ve irade kalmamıştı.  Arkasından da –Sevr Anlaşması gerekçe gösterilerek- Anadolu’nun muhtelif yerleri Fransa, İtalya ve Yunanlılar’ca işgal edilmeye başlanmıştı. Öyle bir zamanda, Padişah dahil zamanın devlet adamları, son bir çare olarak Anadolu’da bir direniş hareketinin başlatılmasına, bu işin organizasyonu için de en münasip kişinin Mirliva  (Tuğgeneral) Mustafa Kemal Paşa olabileceğinde fikir birliği ediyorlar. Bu karara uygun olarak; M. Kemal Paşa için “9.Ordu Kıt’aları Müfettişliği” görevi ihdas edilip, emrine çeşitli rütbelerden 18 subaydan müteşekkil bir karargah ve takdir edilen para verilerek, en salim bölge olan Karadeniz’deki Samsun’a, devrin en sağlamlarından olan Bandırma isimli vapurla 16 Mayıs 1919’da, İngilizler’den gizli olarak uğurluyorlar.

        Mustafa Kemal Paşa üç günlük bir deniz yolculuğundan sonra 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basar. Bu tarih daha sonra; detayları Nutuk ve ilgili kitaplarda yazan, maceralı olduğu kadar, diplomatik ve askeri başarılarla dolu bir organizasyondan sonra kazanılan Milli Mücadele’nin başlangıcı sayılmış ve 20 Haziran 1938’de, ek bir kanunla “Gençlik ve Spor Bayramı” adıyla, 1 gün tatili olan resmi bayram ilan edilmiştir. Bayramın adı, 1981’de; “Atatürk’ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramı” olarak değiştirilmiştir.(17.03.1981-2429 S.K. ile kaldırılan tatil, 20.04.1983’de yeniden uygulamaya koyulmuştur.)

         19 Mayıs’ın 1938’de resmi bayram olarak ilanından önce, Samsun halkı 1926’dan itibaren, Milli Mücadele’nin buradan başladığını unutturmamak için bu günü “Gazi Günü” ilan edip, çeşitli etkinlikler ve ayrıca daha o zamandan resmi bayram olması için de çalışmalar başlatmışlardı. 1935’de Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı, 19 Mayısın “Atatürk Günü” olma kararını alıp, bütün yurt çapında kutlamalar organize edildi. 1936’dan itibaren, Cumhuriyetin ilk yıllarından beri Mayısın üçüncü haftasında kutlanan “Jimnastik Şenlikleri” ile birleştirilip, “Spor ve Gençlik Bayramı” olarak kutlanır oldu. Bu fiili kutlamalar, 1938’de kanunla ve resmen bayram olarak tescil edilmiş oldu. 19 Mayıs aynı zamanda, -o devirlerde birçok kişide olduğu üzere- tam net olmayan Atatürk’ün (1881’deki) doğum tarihi olarak da kabul görmüştür.

       5-15 Temmuz, ‘Demokrasi Ve Milli Birlik Günü’ Ve Tarihçesi: 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine karşı halkın verdiği demokrasi mücadelesinin ve elde edilen başarının unutulmaması adına, 25 Ekim 2016’da, ilgili kanuna ekleme yapılarak, 15 Temmuz; “Demokrasi Ve Milli Birlik Günü” ilan edilmiştir. Bir gün resmi tatil uygulanmaktadır.

        6-30 Ağustos, ‘Zafer Bayramı’ Ve Tarihçesi: Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasıyla fiilen başlayan ‘Kurtuluş Savaşı’,  öncelikle asker ve silah tedariki, askerin eğitimi ve diplomatik hazırlıklardan sonra sıra cephe savaşlarına gelmişti. Profesyonelce bir planlamayla; düşman önce milis güçlerce olabildiğince oyalanmış, 1., 2. İnönü ve Sakarya Savaşları’yla  ilerlemesi engellenmiş, hazırlıklar iyice tamamlanınca da 26 Ağustos 1922’de “Büyük Taarruz” başlatılmıştır. Afyonkarahisar‘ın Kocatepe mevkiinde, 30 Ağustos’ta, “Başkomutanlık Meydan Muharebesi” de denen büyük kapışmada Yunan ordusu büyük çapta imha edilmiş, Başkomutanları Trikopis dahil kalanlar esir alınmıştır. Devam eden günlerde, direnme gücü kalmayan Yunan Ordusu 9 Eylül günü İzmir’de ‘denize dökülerek’ mücadelenin savaş yönü fiilen bitmiş, vatan toprakları düşman işgalinden kurtarılmıştır.

        30 Ağustos tarihi, sembolik olarak, ülke topraklarının geri alınış zaferini temsilen,  1923’ten itibaren; Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara, İzmir gibi illerimizde kutlanıyorken, 1935’ten itibaren, “Zafer Bayramı” adıyla milli bayramlar listesine alınmış ve bütün ülkede kutlanır olmuştur. Resmi tatil süresi bir gündür. (17.03.1981-2429 S.K. ile kaldırılan tatil, 20.04.1983’de yeniden uygulamaya koyulmuştur.)

        7-29 Ekim, ‘Cumhuriyet Bayramı’ Ve Tarihçesi: Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde 19 Mayıs 1919’da başlatılan kurtuluş mücadelesi, önceleri “Anadolu Ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’, 23 Nisan 1920’den sonra; ‘TBMM. Hükumeti’ adıyla yürütülmüş, Lozan Barış Antlaşması’nda da bu isim kullanılmıştır.

        O dönemde hızla gelişen olaylardan bir önemlisi; fonksiyonu ve yaptırım gücü kalmayan İstanbul’daki Osmanlı İmparatorluğu Sultanlığına , 1 Kasım 1922 tarihinde, Ankara’daki TBMM.’nce son verilmesidir. Bu karardan sonra, Osmanlı meclisi dağılmış, sadrazam istifa etmiş, yani Osmanlı İmparatorlu fiilen ve resmen tarihe karışmıştır. Son Padişah Vahideddin, 17 kasım 1922’de ülkeyi terk zorunda kalarak Paris’e gitmiş, ‘Hilafet Makamı’ yine TBMM. kararıyla, 1924 yılında tamamen kaldırılana kadar, Osmanlı Hanedanı’ndan Abdülmecid Efendi’ye  bırakılmıştır.

       24 Temmuz 1923 tarihinde imzalaşılan Lozan Barış Atlaşmasında, ülkenin bağımsızlığı tescil ettirilince, yeni devlet için en uygun idarenin, halkın katılımı ve iradesine dayanan; Cumhuriyet ve Demokrasi olacağına karar verilip, 29 Ekim 1923 tarihinde, TBMM. kararıyla ‘Cumhuriyet’ ilan edilmiş ve bu tarihte her yıl “Cumhuriyet Bayramı”nın kutlanmasına karar verilmiştir. Resmi tatil süresi 1,5 gündür.

       B)Kutlamadan Kaldırılan Resmi-Milli Bayramlar:                                                                        .         

1-27 Mayıs,’ Hürriyet ve Anayasa Bayramı’ Ve Tarihçesi: 27 Mayıs 1960 tarihinde, silahlı kuvvetler (ordu), o dönemde iktidarda olan ‘Demokrat Parti’ye karşı darbe yapıp, idareyi bizzat ele almıştı. İki yıl sonra, darbe gününü, yani 27 Mayıs’ı “Hürriyet Ve Anayasa Bayramı” ilan edip, bir gün resmi tatil yapılması kararı almıştı. 1963’te milli bayramlar listesine giren ve milletin çoğunluğunca kabul görmeyen bu bayram, 18 yıl sonra, 12 Eylül 1981 yılında, yine bir darbe ile işbaşına gelen askerlerce kaldırılmıştır.

           2-23 Temmuz, ‘Hürriyet Bayramı’ Ve Tarihçesi: Osmanlı İmparatorluğunda dini bayramların dışında, devlet olarak, hiçbir devirde hiçbir ‘milli bayram’ kutlama uygulaması olmamıştır. Bunun tek istisnası, 23 Temmuz 1909’da ilan edilen 2. Meşrutiyet’in yıl dönümlerini, önceleri “İyd-i Milli”, sonraları ise “Hürriyet Bayramı” olarak İttihat Ve Terakki Partisi idaresince resmen kutlanmasıdır.

          Bu “Hürriyet Bayramı” cumhuriyetin ilk yıllarında resmen kutlanmaya devam etti ise de, 1935’de, mevcut milli bayramların amaçlanan muhtevayı da kapsaması nedeniyle bayramlar listesinden çıkartılmıştır.

          3- 1 Kasım, ‘Hakimiyet-i Milliye Bayramı’ Ve Tarihçesi: 1 Kasım 1922 tarihinde TBMM. İstanbul’daki Osmanlı idaresine son verdi, saltanatı kaldırdı. Bu tarih, 23 Nisan ‘Milli Bayramı’ndn sonra 2. resmi bayram olarak, “Hakimiyet-i Milliye Bayramı” adı altında 1935 yılına kadar kutlandı,  bu tarihte kaldırılmasına karar verildi.

Hasan KUTLUTAŞ

Editöre Yazın