SAĞLIK VE SİGARA 18.04.2019 13:00:36

Anasayfa/ Makaleler

SAĞLIK VE SİGARA

Bütün dünyada insan sağlığını tehdit eden unsurlardan başta geleni sigaradır. Bu husus ülkemiz için daha da vahim bir hal arz etmektedir, çünkü kullanım yüzdemiz dünya ortalamalarının üst sıralarındadır. Sigaranın (tütünün) içerdiği nikotin kullananda bağımlılık yapar. Tütünün içindeki toksin ise 7000 (yedi bin) çeşit zehirli madde ihtiva eder, bunların 70 adedi doğrudan kanserojen maddelerdir.

Sigaranın, insan sağlığı için birinci tehdit olması, yaşlılığa bağlı olağan ölümlerden sonra, -toplamın içindeki %25’lik payı ile- arazlara bağlı ölüm sebeplerinde başı çekmesidir. Mesela ülkemizde trafik ve iş kazalarının toplamından 8-10 kat fazla ölüme sebep olmaktadır. Yılda 100 bini aşkın -günde 275-300- insanımız sigaranın kurbanıdır. İçilen her bir sigaranın, ömürden 10 dakika çaldığı hesaplanmıştır.

Pipo, nargile, buruna çekilen veya ağızda çiğnenen dumansız tütünler de ayni yüksek seviyede nikotin içermeleri nedeniyle ‘sigara sınıfından’ sayılırlar.

Tütün içiciliğinin insan vücudunda 200 (iki yüz)’den fazla araza (hastalığa) sebep olduğu belgelenmiştir. Özeti şöyledir:

1-Kalp ve damar hastalıkları

2-Bronşların daralması sonucu akciğer rahatsızlıkları ve KOAH (çeşitli solunum yolu hastalıkları)

3-Damarlarda tıkanma ve buna bağlı felç.

4-Midede gastrit, ülser ve mide kanseri

5-Ciltte sararma, kırışıklık ve cilt kanseri

6-Ağız kokusu ve dişlerde sarama

7-Gebelikte sigara içilmesi erken doğuma ve buna bağlı olarak çeşitli gelişim bozukluklarına, doğum sonrası ise sütün kesilmesine yol açar.

Bütün bu önemli zararları biline biline, dünyada 1,2 milyar, ülkemizde 22 milyon kişi sigara içmektedir. Zararın ekonomik boyutunun ise, dünyada 200 milyar ABD dolar, ülkemizde 45 milyar TL. olarak hesaplanmaktadır. Ayrıca ülkemizde 40 bin vatandaşımız sigaraya bağlı nedenlerle sağlık desteği almakta, bunun da sağlık bütçesine getirdiği yük 23 milyar TL. civarındadır.

Türkiye’de sigaraya başlama yaşı 11-18 arasıdır. 15 yaş üzeri erkeklerin %52’si, kadınların %22-24’ü sigara tüketmektedir. Son yıllarda kadın kullanıcı oranı gittikçe yükselmektedir. Toplam kullanımdaki yüzde oranı, hükumetimizce 2008’de başlatılan etkin ve -halk desteğinin beraberindeki- başarılı mücadele sonrasında 11 puan (2,2 milyon kişi) eksilmesiyle %63 imiş. Yine de korkunç rakamlar...

PASİF İÇİCİLİK: Literatürümüzde ‘pasif içicilik’ diye, hepimizi ilgilendiren bir terim vardır; ‘sigara kullanmayan ama sigara dumanına maruz kalan kişi’ demektir. Sigara dumanına maruz kalmanın zamanı, yoğunluğu ve sıklığına göre değişmekle beraber, dünyamızda her yıl milyonları bulan ‘pasif içiciler’ de, sigaranın neden olduğu hastalıklara yakalanmakta ve ölmektedirler.

Sigara içenlerdeki şu ‘risk artışı ile ilgili istatistike de bakar mısınız:

Akciğer kanseri olma riski   : 22 kat                                                                                                                       Mesane kanseri riski                        : 2 kat                                                                                                                        Bronşit riski                           : 10 kat                                                                                                                             Kalp hastası olma riski        :  3 kat                                                                                                                           Kalp krizi riski                       : 1-4 kat                                                                                                                  Prostat kanseri riski             : 2 kat

Rahim ağzı kanseri riski      : 16 kat

Buraya kadar olan bilgileri okuyunca bile akla şu gelebilir: “Madem sigara bu kadar zararlı, bunca hastalığa ölüme ekonomik kayba sebep oluyor da dünyada ve ülkemizde neden şiddetle yasaklanmıyor.” Bunu ben de kendime soruyorum, inanınız tam tatmin edici bir cevap oluşturamıyorum. Kimileri dünya egemenleri ile ilgili komplo teorileri üretse de mesele öylesine bir sebebe indirgenecek kadar basit değil gibi. Radikal veya ağır yaptırımlı yasaklar, -ülkemizdeki 2008 sonrası yürütülen başarılı çalışmada da görüldüğü üzere %11’lik gibi bir- sayısal azalmalara sebep olabilse de tarihi ve çağdaş denemeler daha farklı şeyler söylüyor; Benimsenmeden, ikna olmadan, dayatılarak getirilen yasaklar insanlar tarafından bir şekilde dejenere edilebiliyor, ‘kaçakçılığa’, ‘karaborsacılığa’... dönüşüp başka toplumsal arazları nüksettirebiliyor. Dahası ‘tam yasağa’ ceza da uygulamak gerekeceğinden, geniş tabanlı yeni bir kriminolojik alan oluşacağından, büyük bir efor, büyük bir masraf kapısı açılıp, cezaevleri yetmez olacaktır. İşi demokrasiyle, hürriyetle izah da abes.

Ne yapıp etmeli? Son bir ümit; Canımızı verenimiz, ‘canımızı, sağlığımızı, neslimizi korumakla’ bizleri mükellef kılanımız, en sonunda da hesaba çekecek olanımız, Halikımız, Mabudumuz (cc) bu konuda ne buyuruyor? O’nun kutlu elçisi, mihmandarımız, rehberimiz, Efendimiz (sav) bu konuda ne öngörmüş? Bir de ona bakalım.

TÜTÜN VE SİGARA KULLANMANIN DİNİ HÜKMÜ:

“........................................................................................................................... .   .    Hem içene hem de o ortamda bulunan şahıslara ve çevreye verdiği zararlar, israf ve hakların ihlâline yol açabileceğinin kuvvetle muhtemel olması dikkate alınarak, sigara içmenin kural olarak dinen “harama yakın mekruh” sayılması gerekir. Ancak bedene verdiği zarar ilmen ve tıbben açıklık ve kesinlik kazanmışsa, açık bir israfa ve kişinin nafaka yükümlülüğünü etkileyip aile fertlerinin ve bakmakla yükümlü bulunduğu kimselerin nafakasını kısmasına yol açıyorsa, zorunlu harcamalardan ve aslî ihtiyaçlarından bile fedakârlık yapmaya zorluyorsa, o takdirde sigara içmenin dinen de “haram” olduğu söylenebilir. Nargile ve enfiye gibi alışkanlıklar da bu çerçevede değerlendirilebilir.”

(Türkiye Diyanet Vakfı İslam İlmihali’nden.)

Değerli okuyucularım, sigaranın en yukarıdaki zararlarını ben değil tıp uzmanları tespit etmiş, istatistiki rakam ve oranları uzman araştırmacılar bulup önümüze koymuş, dinin hükmünü KOYAN (cc) zaten belli. Ben sadece bir nakledici durumundayım. Tıp ilmi, rakamların dili, Yaratanımız (cc) ‘tam bir mutabakatla’ ne diyorlar; “sigara içmeyin!” Kanunlarımız ne diyor; “Reklamını yaptırmıyorum, paketin üzerine bile ‘sağlığa zararlıdır’ yazdırıyorum, kapalı alanda da kamusal açık alanda da içimini yasakladım, ‘anlayın artık daha ne diyeyim!” diyor. Bizzat sigara kullanan büyükler bile ne diyor; “Biz içmekle hata ediyoruz, hem pasif içicilerin günahına giriyoruz, hem size kötü örnek oluyoruz, bize özenmeyin ve siz içmeyin!” diyor. Müstesna rehberimiz (sav) ne diyor; “...israftan ...kaçınınız.” “Kazandığınızdan da harcadığınızdan da hesaba çekileceksiniz.” “Hastalığınız günahlardandır. İlacı ise tövbedir (vazgeçmenizdir).” Yani; ‘Sigaraya tövbe ediniz’ diyor. Kulu olduğumuz, -bizi herkesten çok sevip kollayan- yüce yaratıcımız (cc), “korunmasını zaruri (şart) gördüğü 5 esastan birisi ‘canın’ (hayatın) korunması, bir diğeri ‘neslin’ korunması” olarak beyan ediyor, (Diğer üçü: Din-Akıl-Mal’dır.) Ayrıca; “...yiyin için ama israf etmeyin...” yani açıkça ‘sigara içmeyin’ diyor.

“Ey Hakan Bey, ey Hikmet Usta, ey Emin Bey, ey Ahmet kardeşim, ey Mehmet kardeşim..., ey Ayşe kardeşim, ey Fatma kardeşim...; Can emanetinizin, pasif içicilerin, aile ekonomisinin, doğacak yavrunuzdaki sağlıksızlığın... vebaline girmeyiniz. Bu kadar bilgi, belge, ibret, tavsiye, caydırıcılık, emir... varken -geriye sadece sizin kararınız ve iradeniz kalıyor. Lütfen; artık şu sigaradan vazgeçelim!                             

Hasan KUTLUTAŞ

Editöre Yazın